Gülden Çoktan – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’na katıldı. Erdoğan’ın gündeminde Gazze’ye İsrail’in saldırıları ve batıda artış gösteren İslamofobi vardı.
İslam düşmanlığının batı topraklarında veba gibi yayıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen hafta Filistin kefiyesi takan üç genç Amerika Birleşik Devletleri’nde sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylemler, ifade özgürlüğü kisvesi altında meşru ve mazur gösteriliyor. Bu saldırılara göz yumanların mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte gördük. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izniyle biz buna fırsat vermeyeceğiz. Bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz” dedi.
‘Kör ve sağır kesildiler’
Gazze’de şehit edilen her üç kişiden ikisinin çocuklar, bebekler ve kadınlar olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail’in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdalar.
Birleşmiş Milletler, kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktı. Genel Sekreter Sayın Guterres’in samimi gayretleri, maalesef bizzat Güvenlik Konseyi üyeleri tarafından sabote edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, 121 evet oyuyla kabul edilen karar, insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdı. Ancak bu karar, Birleşmiş Milletler’in mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadık. Maalesef 40 çekimser oyla birlikte 161 ülkenin iradesi yok sayıldı. Bir tarafta savaş dursun, daha fazla kan akmasın diyen 121 ülke var. Diğer tarafta İsrail’in saldırılarına açık çek veren üç beş ülke var. Bu üç beş ülke ne zaman tamam derse ancak o zaman harekete geçen bir küresel mekanizma var. Böyle bir yapının ne barışı getirmesi ne çatışmaları durdurması ne de insanlığa umut olması mümkün değildir. Müslümanlar olarak daha adil bir dünya mümkündür diyoruz.”
‘Gazze kasabı Netenyahu yargılanacak’
Netanyahu’yu sert bir dille eleştiren Erdoğan şunları söyledi: “İsrail’in katilliği yanında hırsızlığı da artık uluslararası alanda giderek daha çok dillendirilmeye başlandı. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları dolayısıyla sorumlu tutulmaları bunlardan biridir. Şu anda Gazze kasabı olan Netenyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Milosevic nasıl yargılandıysa bu da yargılanacaktır. Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıkları da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı da çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze, bir Filistin toprağıdır. Gazze, Filistinlilerindir. Ebediyen de öyle kalacaktır. İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur.”
‘Kimse bizi tehdit edemez’
“Kimse bize parmak sallayamaz” diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Kudüs’le birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Asya’dan, Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya iki milyar ferdi olan büyük bir aile olduğumuzun şuuru ve duyarlılığıyla hareket ettiğimiz taktirde kimse bizi tehdit edemez.”